Sevgili Peygamberimizin eşi Hz. Aişeye "Sevgili Peygamnberimizin ahlakı nasıldı?" Diye sorulduğun da şöyle cevap vermişlerdir: "O'nun ahlâkı Kur'ân'dı; O yaşayan Kur'an dı."
Yani Kur'an canlansa insan kılığına girse ancak ve ancak bir Hazreti Muhammed olur, Hz. Muhammed olarak karşımıza çıkardı.
"İnneke lealâ hulıgın azim"(Kalem suresi / 4) ayetinde de işaret buyrulduğu gibi "Muhakkak ki O en yüksek ahlak üzere yaratılmış, bizzat Allah tarafından yetiştirilmiş ve insanlığa örnek olsun özel olarak terbiye edilmiştir. Bu konuda Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Beni Rabbim terbiye etti ve terbiyemi güzel yaptı."
Sünnetsiz İslam Olur mu?
Peygambere itaat Allah'a itaattır. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Kim Rasül'e itaat ederse, muhakkak ki Allah'a itaat etmiş olur." (4/Nisa, 80)
Allah'ın göderdiği din olan İslam Hz. Adem ile başlamış, Hz. Muhammed ile kemale ermiştir. Tevhid dininin (İslam'ın) son halkasını Hz. Muhammed (s.a.s.) teşkil etmektedir. Tevhid kelimesinin ikinci bölümü, Hz. Muhammed'in (s.a.s.) Allah'ın rasûlü/elçisi olduğuna iman etmektir. Bu inanç, bizi peygamberin örnek ve önderliğinin kabulüne götürür. Hz. Muhammedi peygamber olarak kabul edip onun örnekliğini ve sünnetini ihmal ve inkar insanı küfre götürür.
Sünneti-hadisleri inkar çaba ve çalışmaları Müslüman'ı Hıristiyanlaştırma çabalarının bir parçasıdır. Hele İslam ve sünnet düşmanlığına "Kur'an taraftarlığı" alet ediliyorsa Müslümanlar bu konuda son derece uyanık olmalıdır.
Ebu Râfî (r.a) 'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
"Benim emrettiğim veya nehyettiğim bir konu kendisine iletildiğinde sakın sizden birinizi, koltuğuna yaslanmış olarak, "biz onu bunu bilmeyiz. Allah'ın kitabında ne görürsek ona uyarız, o kadar" derken bulmayayım." (Ebu Davud, Sünnet 5; Tirmizi, İlim 10; İbn Mace, Mukaddime 2 (Tirmizi "bu hadis hasen bir hadistir" demektedir.)
Bu hadis sevgili Peygamberimizin mucizelerinden birisidir. Sevgili Peygamberimiz günümüzde Hıristiyanlar ve Yahudilerin organize ettiği Sünnet düşmanlığını ve ona alet olan sözümona Müslümanları görmüş ve bu konuda bizleri uyarmıştır.
Müslümanların örnek alması gereken kişi, tek önderimiz Hz. Muhammed'dir. Müslümanlar yaşayış tarzını, en ufağından en büyüğüne bütün hal ve hareketlerini O'nu örnek alarak düzenlerler. Allah Kur'an'da şöyle buyuruyor: "Ey inananlar! And olsun ki, sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için Resulullah en güzel örnektir." (33/Ahzâb, 21) "Resûlullah size ne verdiyse onu alın, neyi yasak ettiyse ondan sakının." (Haşr/7)
Tevhid dininin (İslam'ın) son halkasını Hz. Muhammed (s.a.s.) teşkil etmektedir. Artık Rasülullah gönderildiğinden itibaren, Rasülullah'sız bir din, Rasülullah'sız bir akide ve inanç olamaz. Öyleyse, yeryüzünde Allah'a bağlanmak isteyenlerin ve Müslüman olarak kalmak isteyenlerin rehberi, kılavuzu Rasülullah'tan başkası olamaz. Çünkü Rasül'e itaat Allah'a itaattır.
Peygamber'e iman, O'nu örnek ve önder kabul edip O'na itaat etmek içindir. Peygamber'in yoluna, O'nun getirdiği İslâmî ilkelere uymamanın dünyada ve âhirette büyük cezaları vardır. Kur'an'da şöyle buyrulur: "Onun (Peygamber'in) emrine aykırı davrananlar, başlarına bir fitne, belâ gelmesinden veya kendilerine çok acıklı bir azap isabet etmesinden sakınsınlar." (24/Nur, 63). Peygamberimiz'in gösterdiği yoldan başka yolda gidenleri ve sünneti terk edenleri Cenâb_ı Hakk şöyle uyarmaktadır:
"...O günde zâlim, ellerini ısırıp: 'Keşke peygamberle birlikte yol almış olsaydım!' der. 'Eyvah bana, keşke filanı dost edinmeseydim. Andolsun ki o, bana geldikten sonra beni haktan saptırdı.' Şeytan insanı yardımsız ve zelil bırakandır." (Furkan, 26-29)
Sünnet Kur'an'ın Pratize Edilmesidir
Sünnet: Peygamberimiz'in Kur'an'ı pratize etmesi, tefsir etmesi, dini uygulamak, öğretmek ve hayata hâkim kılmak için yaptıkları demektir. Sünnet Sevgili Peygamberimizin dinde takip ettiği yol ve metot demektir.Sünnet, Kur'an'ın hayata geçirilmesinde nebevî modeldir. Bir başka ifadeyle Sünnet, Kur'an'ın ne aynısıdır ne de gayrısıdır."
Peygamberimiz, o günkü câhiliye hayatını Kur'an'ı hayata taşıyıp Sünnetiyle tefsir edip uygulayarak tarihin çöplüğüne atmıştı. Şimdi daha feci bir şekilde ortada duran sosyal ve siyasal câhiliyeyi yine yeniden uzaklaştırmak için Kur'an ve Sünnetin hayata geçirilmesinden, Onun gibi yaşayan Kur'an ve yaşayan Muhammed olmaktan başka yol yoktur.