Uzmanların tanımlarına göre aşk, insanın ayaklarını yerden kesen, içinde şiddetli heyecanlar yaşamasına vesile olan bir duyguymuş. Böyle bir durumda insanın sabah yataktan kalktığı anda ilk aklına gelen, âşık olduğu kişi olurmuş. Gece yatmadan önce onu düşünür, her girdiği ortamda ondan bahsetmek istermiş. Bütün planlarını, âşık olduğu kişiyi düşünerek ve onu da dâhil ederek yaparmış. O kişi için pek çok şeyden, hatta sevdiklerinden dahi vazgeçebilirmiş.
Bütün bu bilgiler ışığında Allah' a duyduğunuz aşkı düşünün. Yukarıda sayılanların hepsini Allah’a karşı gerçekten hissediyor musunuz?
Sabah kalktığınız anda aklınıza ilk gelen Allah mı?
Gün içinde sürekli O' nu düşünüyor musunuz?
Her girdiğiniz ortamda O' ndan bahsetmek istiyor musunuz?
Yaptığınız bütün planları Allah' ın hoşlanacağı şekilde düzenliyor musunuz?
O' nun razı olmayacağı, hoşlanmadığı tavırlardan sakınıyor musunuz?
Gece uyumadan önce O' nu düşünüyor ve anıyor musunuz?
Allah' a duyduğunuz aşktan dolayı pek çok şeyden ve hatta sizinle bu konuda mücadele eden kişilerden kopup uzaklaşabiliyor musunuz?
"Sizden ve Allah' tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım." (Meryem Suresi, 48)
Elbette bütün bunları hisseden herkes, Allah aşkını yaşıyor demektir. Geri kalan tüm yaratılmışlara duyulan aşk ve sevgi de, Allah' ın birer tecellisi olduğu için gerçekleşmelidir. Allah’tan bağımsız bir şekilde bir beşere aşk duymak ve o kişiyi Allah’tan daha fazla düşünüp daha önde tutmak açıkça şirk koşmak anlamına gelir ki “Allah, Kendisi' ne şirk koşanları bağışlamaz.” (Nisa Suresi, 116).
Bu durumdaki kişiler ölüm melekleri ile karşılaştıklarında güç durumda kalmamak için, yaratılan her şeyi Yaratandan bağımsız olarak değil, O’nun tecellisi olduğu için sevmelidirler.
“Nihayet elçilerimiz, hayatlarına son vermek üzere kendilerine gittiklerinde onlara diyecekler ki: "Allah' tan başka taptıklarınız nerede?" "Onlar bizi (yüzüstü) bırakıp-kayboldular" diyecekler…” (Araf Suresi, 37)
Hiç tükenmeden, kişiye acı vermeden, tutkuyla ve daimi bir mutlulukla yaşanacak tek aşk Allah aşkıdır. Allah’tan bağımsız yaşanan tüm aşklar ise insanı bir süre sonra mutsuzluğa ve bunalıma sürükler. Bu durumdaki kişi yalnızca karşısındakinin istekleri doğrultusunda bir hayat sürerek bir nevi köleleşir. Oysa Allah aşkı, insanı tüm dünyevi bağımlılıklardan özgürlüğe kavuşturur.
Allah (ortak koşanlar için) bir örnek verdi: Kendisi hakkında uyumsuz ve geçimsiz bulunan, sahipleri de çok ortaklı olan (köle) bir adam ile yalnızca bir kişiye teslim olmuş bir adam. Bu ikisinin durumu bir olur mu? Hamd, Allah' ındır. Hayır, onların çoğu bilmiyorlar. (Zümer Suresi, 29)
Yalnızca Allah’a kul olarak zincirleri kırabilmek dileğiyle…
Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah' ın zikriyle mutmain olur. (Ra' d Suresi, 28)
İbrahim Akın