RockLife Rock Metal Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Ramazan'da Bilinmesi Gerekenler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Tatlı-Cadı
Özel Üye
Özel Üye
Tatlı-Cadı


Mesaj Sayısı : 798
Başarı Puanı : 2236
Rep Puanı : 1
Kayıt tarihi : 28/05/09
Yaş Yaş : 33
Nerden : Almanya
İş/Hobiler İş/Hobiler : Golf

Ramazan'da Bilinmesi Gerekenler Empty
MesajKonu: Ramazan'da Bilinmesi Gerekenler   Ramazan'da Bilinmesi Gerekenler Icon_minitimeC.tesi Ekim 23, 2010 7:18 am

Ramazan'da Bilinmesi Gerekenler
Ramazan aslında kelime olarak anlamı "Yanmak", "Isınmak"tır. Öyleyse ne demektir Ramazan; Mümin Ramazan Ayında Allahü Teâla ile olan ilişkilerini daha çok ısındırıyor.

Ramazan aslında kelime olarak anlamı "Yanmak", "Isınmak"tır. Öyleyse ne demektir Ramazan; Mümin Ramazan Ayında Allahü Teâla ile olan ilişkilerini daha çok ısındırıyor. Daha çok Allah sevgisi içinde yanıyor, bu demektir. Ramazan Ayı Kuranı Kerimin vurguladığı gibi Allahü Teâla'nın cömertliği ile dolu bir aydır. Allahü Teâla zaten cömerttir. Ama nasıl ki bazen kralların belli günleri olur; mesela doğum günü gibi. İşte bu günlerde krallar derler ki "isteyin benden ne isterseniz". İşte Allahü Teâla bunun için Ramazanı koydu. O günlerde isteyin benden ne isterseniz. Ama tabi ki bazı şartlara bağlı.

En başta benimle olman lazım. Yani bir kişi o kralın saltanatından değilse, o krala karşı geliyorsa, isyancı ise ve bende senin saltanatını istiyorum derse, o kişiye birşey vermez tabi ki. Onun için bizim Ramazan Ayını çok iyi değerlendirmemiz lazım. Mesela hepimizin kusuru, ayıbı, eksik tarafları vardır. Hiç değilse kendi kendimizi böyle inceleyelim ve diyelim ki benim böyle bir kusurum var. Bu Ramazan Ayından çıktığım zaman bu kusurdan arınmış olarak çıkmış olacağım. Bir kusurdan arınmak yeterli değildir. Bununla beraber şöyle bir iyilikte yapmalıyım. Bu aynı şuna benzer ki, bir lambanın yanması için nasıl bir pozitif ve bir negatif akım gerekiyorsa, iman ışığının da yanması için hem pozitif akımın olması lazım yani insanın bir şeyi yapması lazım,bir de negatif akımın olması lazım yani bazı şeyleri de yapmaması lazım. İkisi bir araya gelmediği müddetçe iman ışığı yanmaz. Bunun için hepimiz (bunu herkes kendi düşünmeli), ben şu eksikliğimden kurtulacağım, şu iyiliği de yapacağım diye karar vermeliyiz.

Mesela bir insan diyelim namaz kılmıyorsa, diyecek ki ben namaz kılmaya başlayacağım bu Ramazan'da. Hiç değilse bir vakit başlayacağım. Bunun için bazen şeytan çeşitli yollarla insanı kandırabilir. Mesela derki, namazı bak bilmiyorsun. Onunu için önce bak namazı kılmayı öğrende, sonra kılmaya başla. İşte şeytanın bir özelliği var. Şeytan bazen iyiliği emreder. Görünürdü bu insana tuhaf gelebilir. Şeytan nasıl iyiliği emredebilir. Şöyleki; daha büyük bir iyilikten mahrum bırakmak için, daha küçük bir iyiliğe teşvik eder. Namaz kılmak daha büyük bir iyilik. Onun için derki sen önce namaz kelimelerini öğren, daha sonra namaz kıl. Ama onun amacı bize namaz kelimelerini öğretmek değil, daha büyük bir iyilik olan namaz kılmaktan alıkoymaktır. Onun için birisi namaz kılmıyorsa, diyecekki o kişi ben namaz kılacağım. Bu beş vakit değilse, bir vakit namaz belki kılacak. Bu şu şekilde değilki Ramazan içinde kılacak, Ramazan bitince oh namazdan kurtuldum deyip terkedecek. Bu artık onun hayatının bir parçası olacak, o şekilde onu yapacak.

Birisi yalan söylüyor, dedikodu yapıyor, birisi sahtekarlık yapıyor veya hiçbirimizin bilmediği bir eksiklik birinde var. Birincisi insan diyecekki bu kötülükten ben kurtulacağım. İkincisi, Ramazan'da nasıl biz Allahü Teâla'nın cömertliğinin bize yansımasını istiyorsak, bizde insanlara karşı cömert olmak zorundayız. Doğal bir dengedir bu Allahü Teâla'nın kurduğu. Benden nasıl beklerseniz, aynı şekilde benim kullarıma davranmak zorundasınız. İstiyorsanızki ben kıyamet günü sizin ayıplarınızı örteyim, o zaman sizde Allah'ın kullarının ayıplarını örteceksiniz. Bu Allah'ın açık bir emridir. Benim cömert davranmamı istiyorsanız, sizde insanlara karşı cömert davranacaksınız. Bundan dolayıdır ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) genelde çok cömert olduğu halde, Ashabı Kiram derki "Biz dünyada Resulüllah kadar cömert bir insan görmedik. Ama Ramazan Ayı geldiği zaman bu cömert olan peygamber, karşısında durulmayacak bir rüzgar, hızlı esen bir rüzgar kadar cömert olurdu". Onun için bizim elimizden geldiğince sadaka vermemiz lazım. Bu sadakanın miktarı önemli değil. İnsanın birşeyler vermesi, başkasına yardımcı olabilmesi önemli.

Sonra Ramazan Ayında eğer biz O'nun bereketinden faydalanmak istiyorsak, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Sahurda bereket vardır" buyurdu. Sahurda bereket vardır buyurdu derken, bu sahurda güzel yemek yenilir anlamına gelmiyor. Birisi böyle anlıyorsa "Efendim sahurda güzel yemekler olsa" diye, bu değil. Çünkü sahura kalkan insan genelde teheccüde kalkmıyorsa bile, hiç değilse kalkar Allah'a dua eder, teheccüd namazı kılar, bir-iki nafile kılar. Bereketi orada yatıyor, güzel sofrada değil. Ramazan içinde teheccüde mümkünse alışmamız lazım.

Beş vakit namazı kılalım ama, cemaatle namaza alışmamız lazım. Diyelim karı-koca her ikiside namaz kılıyorsa, kocası imam olur, kadın da arkasında namaz kılar (farz namazlarda). Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Cemaatle kılınan namazda 27 kat daha fazla sevap vardır" buyurdu. Eğer birkaç arkadaş yakın ise bunlar birlikte farz namazları kılabilirler. Hiç değilse karı-koca birlikte kılabilir.

Bunun dışında nafileler kılmamız lazım. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Allahü Teâla, bir kul nafilelerle bana o kadar yaklaşırki, ben onun eli olurum, onunla tutar, onun dili olurum onunla konuşur, onun gözü olurum onunla görür, onun ayağı olurum onunla yürür, diyor" buyurmuştur. Bu nafilenin bereketleridir. Bu ne demektir ben onun gözü olurum, dili olurum, şu demektir ki; (Tabiki bu nafileler günlük namazlardaki nafileler değildir.) Mesela zekat farzdır bir zengine ama o sadece zekat vermekle yetinmiyor sadaka da veriyor. O nafiledir, ona farz değil. Benim komşuma yardım etmem farz değil, ama ben ona yardıma koşuyorsam bu nafiledir. Namazda da nafile, kul haklarında ve Alalh hakkında da nafileler vardır bu şekilde. Eğer bir insan bunları yapıyorsa, bu ne demektir? Artık Allah'ın isteği doğrultusunda hareket ediyor demektir. İşte bunun için Allah'u Teâla diyorki, ben onun gözü olurum onunla görür. Yani o artık benim gözümle görüyor. Çünkü artık o kadar ilerlemişki, bırak farzlar bir yana nafilelerle bile uğraşıyor o insan.

Sonra Ramazan'da bizim çok çok duaya sarılmamız lazım. Dua konusunda şunu bizim bilmemiz lazım ki dua bir ölüyü bile diriltebilir. Dua insanın kaderini değiştirir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Dua kaderi değiştirir"diye buyuruyor. Ama duanında bazı şartları vardır. O şartlara uygun yapılan dua için böyle bir ifadesi var Peygamber Efendimizin.

İnsanın doğasında ağlamak vardır. Bebek ağlayınca annenin sütü kendiliğinden geliyor. Anne ile bebek arasında böyle bir ilişki var. Aynı şekilde kul yalvarınca ağlayınca oradan süt iniyor diyor. O duanın kabuludür diyor. Allah (c.c.) indinde yalvanmayana bu meyve verilmiyor, o kul ağlayacak ve yalvaracak ki onu o meyva verilsin.

Sonra; insan toplum içinde dua ederken, gösterişe de kaçabilir. Kapıyı üzerine kapat ve yalnız bir tarafa çekil ve orada dua et diyor. Yalnızlıkta edilen dualar aslında gerçek dualardır.Teheccüd vaktinde bunun içindir ki insan yalnız bir köşeye çekiliyor ve Allah (c.c.)’a dua ediyor. Teheccüd bir de bir kulun Allah (c.c.)’tan hoşlandığının bir belirtisidir. İnsan birisinden hoşlanmaya başlayınca, doğal olarak hiç kimsenin bulunmadığı bir yerde onunla buluşmak ister. Eğer bir insan Allah-ü Teâla (c.c.)’dan hoşlandığını zannediyorsa ve teheccüd kılmıyorsa ve teheccüde alışık değilse, o yanılıyor. İnsanın doğasında var, hoşlandığı kişi ile yapayalnız görüşmek istiyor. Bunun için Allah-ü Teâla (c.c.) teheccüdü koydu. Yani İslamiyette ne kadar emir varsa ve nafile ibadetler insanın doğasına hitap eden şeylerdir. Boş yere veya Allahü Teâla muhtaç olduğu için koymadı bunları. Neden Allahü Teâla bunları koydu. İnsan yaradılışında birşey var; hep birisi ona birşeyler verdiği zaman, eziliyor bu kişinin minneti altında ve canım istiyorki bende vereyim. Hatta bazen çocuklar bile, harçlığından, annemin doğum günü diye anne babasının verdiği paradan gidiyor alıp, hediye getiriyor. Anne babada seviniyor. Sanki çocuk kendi parasından getirmiş gibi. Halbuki parada anne babasınındır. Çocuğun bir şeyi yok.

Allahü Teâla eğer Allah yolunda harcama meselesini koymasa idi, aşıklar ölürdü. Aşıklar için koydu bunu Allahü Teâla. Aşıklar diyecekti ki; "Hep Rabbim veriyor, ben de verebilsem, birazda bana müsade edilse". Eğer müsade edilmemiş olsa idi onlar ölürdü diyor. Onuun için Allahü Teâla "ver" dedi. Ama ver derken, Allah sanki aşık kendi cebinden veriyormuş gibi kabul etti. Halbuki aşık bunu kendi cebinden vermiyor. Allahü Teâla sık sık "Benim verdiğimden harca" diyor. Şunu da vurgulamak istiyor ki, o da aslında benim verdiğimdir.

Dua ederken birinci derecede biz Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'e dua etmek zorundayız. Çünkü bir insan az çok bir şükran duygusu içinde ise, kendisine minnette bulunan insan için dua eder. Hiç birşey yapamıyorsa bile onun için duacı olur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in bizim üzerimizde o kadar çok minnetlerio kadar çok iyilikleri vardır ki, O'nun karşılığını bizim vermemiz mümkün değildir. Ancak, dua şekli ile biz birşeyler yapabiliyoruz ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'e bizim yapabileceğimiz en güzel dua Salavat-ı Şerif'tir (Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed kema salleyte ala iİbrahime ve ala ali İbrahime inneke hamidün mecid). Ne kadar mümkünse Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'e Salavat göndermemiz lazım. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v.) için Allahü Teâla diyorki "Ey müminler ben ve melekler Muhammed'e salat gönderiyoruz. Siz de O'na salat gönderin." Melekler dahi Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'e salat gönderiyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Bana salat gönderinki, Cuma günü bana gönderilen salatlar takdim edilir ve denirki şu şu kişiler sana salat gönderdi ve Bende onlara dua ederim." dedi. Alalhü Teâla O'na bu salatları nasıl ve ne mahiyette iletiyor bilemeyiz ama bu bir gerçektir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) diyorki "O insan dünyanın en cimrisidir ki, Benim ismin geçtiği zaman Bana salat göndermiyen:" Dünyanın en cimrisidir buyuruyor.

İkincisi bugün sadece Müslüman olduğu halde hapse atılmış, ölüme veya müebbet hapise mahkum edilmiş Müslüman var. Onlar için çok dua etmemiz lazım. Hakimler hiç bir suçun yok dediği halde bu kararı vermekteler, hocaların korkusundan dolayı. Bu çok büyük bir zulümdür. Onlar için dua etmemiz lazım. Sonra onlara zulüm eden insanlar için şu şekilde dua etmemiz lazım ki "Ey Allah, eğer Senin indinde onların hidayete kavuşmaları mümkün değilse, o zaman o mikropları yok et ki millet hidayete kavuşsun."

İslam alemi bugün büyük üzüntüler içinde. Özellikle İslam alemi için bizim dua etmemiz lazım. Nereye biz göz gezdirirsek, İslam aleminde her ülkede sıkıntılar var. İslamın galip gelmesi için bizim dua etmemiz lazım.

Kuranı Kerim'de Allahü Teâla derki, "Ey Muhammed (s.a.v.), bunlar sana dağların ne olacağını sorarlar. Sen onlara de ki, Allahü Teâla onları yerlebir edip bir düzlük haline getirecektir ve onlar o gün Muhammed (s.a.v.)'e tabi olacaklardır." Dağlardan kast edilen, maddi dağlar değil, dağlar gibi güçlü olan milletler devletleri Allahü Teâla kast ediyor. Bunların yerle bir olması, unutulmasası lazım ki, "Bu neslin hayatında Üçüncü Dünya Savaşı çıkacaktır. Bunun da faturası korkunç olur."Bizim ona dua etmemiz lazım, İslamiyetin galebisi kesinlikle öyle mümkünse ki öyle olacaktır, ama Allahü Teâla ondan insanoğlunu korusun ve insanları hidayete getirsin.

Onun dışında Ramazan'da insanın kendisi için etmesi lazım. Peygamber Efendimiz (s.a.v.),

"Davut Peygamber (a.s.)'ın duası Allah'ın çok hoşuna gitti. O şöyle dua ederdi:

Allahümerzukni hubbaka ve hubba mana habbaka ve hubba ma yukarribunaleyh veccel hubbaka ahabba ileyye minel mail baid.

Ey Allahım sen kendi sevgini bana rızk olarak ver, (Senin sevgin senin aşkın bana gıda haline gelsin) ve seni sevenlerin sevgisini bana rızk olarak ver, ve sana yaklaştıran herşeyin sevgisini bana nasip eyle, bana rızk olarak ver, ve senin sevgin (bana çölde gidipte susuz kalıp ölmek üzere olan bir insan için) soğuk bir su ne kadar aziz ise o kadar aziz olsun."

Bu çok güzel birduadır. Allah sevgisini kazanmamız için böyle dua etmemiz lazım. Bunun dışında da her insan kendi anne-babası için, evladı için, akrabaları için, etrafındakiler için dua edebilir ama bizim özellikle bu konularda kesin dua etmemiz lazım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://rocklife.forum.st
 
Ramazan'da Bilinmesi Gerekenler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Bataryalarda Dikkat Edilmesi Gerekenler
» ATATÜRK Hakkinda Bilinmesi Gereken 30 Ozel Sey

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RockLife Rock Metal Forum :: Off Topic :: Eğitim-Öğretim :: Liseliler-
Buraya geçin: