Batıl inançlar hurafe mi?
Dünyanın her yerinde etkili olmayı başaran batıl inançlar gerçek mi yoksa sadece bir hurafe mi?
Dünyanın her yerinde ve çevremizde türlü dini inançlar, geleneksel davranışlar ve bunlara dayalı uygulamalar tarih boyunca etkili oldular ve hala da olmaktalar. İnsan hayatının önemli bölümünü kapsayan ve yaşayış tarzımızı değiştiren inançlar elbette ki bunlarla sınırlı değildirler. Eski Türkler´den veya Osmanlı´dan kalan veya bazı kör dinsel bilgisizliklerle başlayan inançların hala devam ettiğini günümüzde de görürüz. Oysa batıl inançların büyük bir kısmının ardında sosyal ve doğasal gerçekler saklıdır, bazıları ise bilinmeyen tarih öncesi zamanların izleridirler. Jung batıl inançları yaşamın gerekli parçaları olarak tanımlar ve onlara sığınırak yaşamsal bir bilinç alanında korunduğumuzu düşünür.
Modern çağda bilimin ulaşamadığı ve aydınlatamadığı tedavisi bugünün şartlarıyla mümkün olunmayan hallerde ise, evlilik, sevgi, kısırlık gibi türlü çaresizlikte yatır, türbe, adak adama, okuma gibi inançlara dört elle sarılırız. Bilimin etkisi arttıkça, boş inançlara inanan kafalar yıkandıkça bu tür batıl inançların azalacağı ümit edilebilir.