Galatasaray'da Metin Oktay mirası artık Arda Turan'ın sırtında. Efsanenin 10 numarasını giyen Arda Turan, takımın da kaptanı oldu. Metin Oktay ile Arda Turan arasında birçok benzerlik var.Formalara isim yazma bir, "1'den 99"a kadar numara verme serbesti iki... Bu ikisi, yeşil sahalarda mertliğe hayli halel getirdi... Ancak ne olursa olsun, illa da "10 numara"...
Hem futbolun "kutsal numarası"dır hem 99'dan büyüktür hem de üstüne yazılan isimleri bile gölgede bırakacak kadar fiyakalıdır...
Ama Galatasaray efsanesi Turgay Şeren diyor ki: "Mühim olan formanın dışı değil, içindeki adamdır..." Yüzde yüz gollük bir pas geliyor, daha oyunun başında Berlin Panteri'nin degajından...
Alayla valayla getirilen Brezilyalı Lincoln'den "boşanmak için" kurdeşen döken Galatasaray, bir ara pas yaparak, Metin Oktay'ın 10 numarasını Arda Turan'a verdi; kaptanlık pazıbandıyla birlikte... Fakat Cimbom'un en genç kaptanı olarak tarihe not düşülmesin, zira Turgay Şeren'in itirazı var: "Ben 21 yaşında Galatasaray'a kaptan oldum..." 22 yaşındaki Arda Turan, her gün Florya'ya giderken heykelinin önünden geçtiği Metin Oktay'ın formasının ağırlığını taşıyabilecek mi? Büyük şair Cemal Süreya ile verkaç yaparsak daha da katmerlenir bu soru: "Metin'de destan, Lefter'de roman..."
"Ardacık" henüz bir öykü ve belki bir "roman taslağı" en fazla...
Lakin, duayen gazeteci Atilla Gökçe ona inanıyor: "Arda, Metin Oktay ile aynı yolun yolcusu..."
Bir sigara ikram ettim, yaktı
Gökçe ile önce Metin Oktay için bir iki pas yapalım: "Metin Oktay, döneminin en popüler ikonuydu. David Beckham'dan bile daha fazlasıydı. Benim annem bile ona âşıktı. Bütün kadınlar ona âşıktı. Galatasaray'ın kadın taraftar sayısını artırdı..."
Bilinmez mi? "Kral'ın 9 kadını" tevatür değil gerçektir ve isimleri işte şu parantezin içinde saklıdır! (Mualla Kaynak, Ceylan Ece, Feriha Şen, Maria Vincent,
Ayfer Feray, Oya Sarı, Ayfer Tatari, Gönül Yazar ve Servet Oktay.)
Eşi Oya Sarı'dan Galatasaray aşkı yüzünden ayrılmıştır. Bir eski zaman paparazzi pası daha Gökçe'den: "Maria Vincent ile Pera Palas'ta buluşurlardı. Camianın büyükleri bu ilişkiye kaş çatarlardı. Basınsa bugünkü gibi ‘bizden kaçmaz' kıvamında yaklaşmıyordu. Saygı duyulurdu." Genç Arda'nın da saha dışında pek mahir hareketlerine tanıklık edildi!
Sahaların olduğu kadar, Beyoğlu'nun da Yeşilçam'ın da "Taçsız Kralı"ydı. Bugün bile sinema filminde başrol oynayan bir futbolcumuz var mı?
Ama asla maçtan ve antrenmandan kaytarmak için rol yapmazdı. Atilla Gökçe teyit etsin bizi: "Hatta son senesinde adalelerine bir şey olmasın diye tatilde denize bile girmedi..."
Çapkındı, hovardaydı ama koluna taktığı bütün kadınları "körkütük sevdi". Ve rakıya muhabbetini de esirgemedi. Dahası var Atilla Gökçe'de: "İstinye'de kamptaydılar. Odasına çıkmıştım. Sigara ikram ettim, aldı yaktı bir tane..."
İkisi de topa tapıyor"En büyük talihsizliği" derken Gökçe, sözünün devamı kendi kalesine atılmış bir gol hüznü taşıyor: "Kızı oldu ama 3 saat sonra öldü. Bunun, baba olamamanın eksikliğini çok yaşadı."
"Metin Oktay, Arda'ya göre daha duygusaldı. Para, Metin Oktay için hiç önemli değildir" diyor Gökçe ama Arda'nın kalbini de kıran bir top atmıyor: "Arda paraya tapıyor diyemem ama yaşadıkları dönemler biraz farklı..."
Gökçe, daha oyunun başında demişti ya "İkisi de aynı yolun yolcusu" diye, evet aynen öyle.
Bugün Arda Turan'a olduğu gibi Metin Oktay'a da açık çek yazmıştı Fenerbahçe yönetimi.
Fenerbahçe'nin iki şutunun da auta çıktığını biliyoruz!
Gökçe'den, bir "Metin Oktay-Arda Turan ortak yapımı" daha: "İkisi de topa tapan insanlar. Futbol onlar için bir iş değil, hayatlarını döndürdükleri bir dünya. Futbolla her türlü bağı kuruyorlar."
O meşhur Fenerbahçe ağlarını yırttığı maçta Metin Oktay, sahada çıkan kavgada Fenerbahçeli Avni'yi yumruklar. Geride bıraktığımız sezonda da Arda Turan, Fenerbahçeli Semih Şentürk'ü yumruklamıştı. Metin Oktay, jübilesinde Fenerbahçe forması giydi. Arda Turan da Semih Ağabeyi'ni arayıp özür dilemişti...
Bu noktada topu istop edelim ve Gökçe'nin tespit pasını ağlara gönderelim: "
Arda Turan, dünle bugün ve yarın arasında iyi bir köprü olabilir. Üstüne çok şey yüklendi ve hiçbirinde ayıp etmedi; üstümüze yıkılmadı..."
Atilla Gökçe, pası Turgay Şeren'e bakın nasıl atıyor: "Aynı
evi paylaşırlardı. Turgay Şeren, Metin Oktay'a çilekli, şekerli yoğurtlar yapardı..." Metin Oktay gibisi olmaz"İhtiyar delikanlı" Turgay Şeren,
"Metin ile Arda'yı aynı kefeye koyarsanız olmaz. Bu mukayeseyi kabul etmem" diyerek topa giriyor: "Arda iyi bir futbolcu. Metin Oktay bambaşkadır. Metin Oktay'ın seviyesine çıkacak Galatasaray'da futbolcu yok. Olma ihtimali de... Metin önce insandı, sonra futbolcu..."Turgay Kaptan, "Arda'nın daha 40 fırın ekmek yemesi gerek" demeye getiriyor: "Kaptan lafla olmaz. Yaptığın hareketlerle de göstermelisin. Yaş maş önemli değil. Keşke 20 yaşında kaptan olsaydı."
Aziz Yıldırım, Arda'ya 20 milyon euro değer biçerken Şeren, "
Biz ayda 200 lira alırdık Metin'le ve bunu harcamak için yer arardık. Metin çok bonkördü. Ama çok dostumuz vardı" diyerek, genç yıldıza bir "nasihat pası" atıyor.
Final pasında, yine gazeteci Atilla Gökçe ve büyük şair Cemal Süreya ile duvar pası yapalım. Süreya diyor ki: "Cemil ise Fenerbahçe'de bir Metin tasarımıdır."
Gökçe ise: "
Arda Turan bir proje değildir. Doğru zamanda doğru seçimdir..."