Maç Öncesi Mevzular ve Sebahattin Reis ..
Galatasaray - Arsenal (Mayıs 2000)
Maç için Kopenhag’a Avrupa’nın dört bir yanından Türkler akıyordu, biz de gazeteci olarak orda yerimizi almıştık.
Maça daha 2 gün vardı, hatta futbolcular bile gelmemişti ama finalin bir ismi İngiliz diğeri ise Türk olunca olay çıkmaması imkansızdı. Biz de bu olayları takip edebilmek için Kopenhag’a erken gitmiştik.
15 Mayıs : Sabah erkenden çıkıp şehrin en büyük meydanı olan Tivoli Meydanı’na gitmiştik. Her tarafta dostça görüntüler vardı. İngilizler ve bizimkiler beraber foto çektiriyordu ama bunlar maça aileleriyle gelmiş olanlardı. Holiganları biraz araştırdığımızda gündüzleri dinlendiklerini geceleri ise içip olay çıkardıklarını öğrenmiştik.
Bizimkiler de ise Leeds maçından dolayı Galatasaray tribünün kalbi olarak adlandırılan tayfanin çok büyük bir kısmı gelememişti maça. Sadece Sebahattin ve birkaç arkadaşı gözümüze çarpıyordu İstanbul’dan.
Ama ortalıkta Almanya, Hollanda gibi ülkelerden gelen ülkücü gençler vardı, gördüğümüz kadarıyla da Sebahattin bu gençleri organize etmeye çalışıyordu... Gece olduğunda bize gelen haberde meydana yakın bir barda olay çıktığı bildirildi. Hemen oraya koştuk biz gittiğimizde polis olayları yatıştırmıştı. İngilizler barın içindeydi, Türkler ise kapıda. Polis kapıyı kapatmış bizimkileri içeri sokmuyordu.
Bir genç o sırada kapıya yaklaştı polise bir şeyler söyledi, tam dönerken koşarak kapıya bir tekme atti, tam o anda kapı açıldı ve İngilizler çekerek bizimkini içeriye aldı. Barın dış kısmı full camdı. Dışardaki Türkler bu görüntünün ardında taşlarla camları kırıp içeri girdiler ve burdaki İngilizleri kötü benzettiler. Bizimkiler çıktığında içerde bıçaklanmış bir İngiliz vardı.
16 Mayıs : Gece yaşanan olaylardan dolayı iki taraf da grup şeklinde dolaşıyordu ve neredeyse her tarafta küçük olaylar oluyordu, ama bunlar 3-5 kişinin yaptığı kavgalardı.
Akşama do ğru yine bir kavga haberi geldi, bara gittiğimizde bir İngiliz hastaneye kaldırılıyordu. Yine geç kalmıştık, olay çıkmış ve bizimkiler yine üstün gelmişti.
17 Mayıs : Olayın kokusu burnumuza geliyordu. Bugün kötü şeyler olacaktı. Meydanda kameralarımızla bekliyorduk. Meydan tamamiyle Türklerle doluydu. 6-7 bin T ürk meydandaydı. Her taraf sarı kırmızıydı. Arada İngiliz de görüyorduk ama bunlar yaşı baya büyük ailelerdi.
Öğlene doğru bir haber geldi; ’’500 civarı İngiliz meydana doğru geliyordu, ve bu sırada onları görmüştük, evet 500 kadarlardı ama yüzlerinden intikam okunuyordu. Caddenin karşısına gelince durmuşlardı. Meydanin o tarafina bakan kısmında bizim gençler toplanmaya başlamıştı. Ellerinde kemer şişe hatta bıçak olanları vardı.
Tam bu sırada meydanin diğer tarafinda bir ses yükseldi. Yaklaşık 500 kişilik bir ingiliz grup arkadan saldırmıştı; ’’yeeeeeee...’’ ... Tam bu sırada cadde tarafındaki İngilizler de saldırıya geçti. Bu saldırı karşısında bizimkiler tamamen şok olmuştu. Çok iyi, planlı bir saldırıydı. Organize saldırıyorlardı. Bizimkilerde direniş vardı ama kişiseldi bunlar org. bi hareket yoktu.
Bu arada gözlerimiz Sebahattin’i ve de ülkücü gençleri arıyordu ama hiçbiri yoktu ortada. Yanımdaki arkadaşımın: ’’Nerdesin S ebahattin’’ dediğini duyduğuma eminim.
İngilizler meydanın ortasında birleşmişti. Bizimkiler ise kaçacak yer arıyordu. Direnenler çok azdı. Dedigim gibi kişisel direnişti ve bir işe yaramıyordu. Ve tam bu sırada meydana çıkan bir caddeden bir ses geldi. Sanki gök yarılıyordu : ’’YA ALLAH BISMİLLAH ALLAHU EKBER’’
Bir an binler yürüyor sanmıştık ve işte bizimkiler geliyordu. En önde Sebahattin, arkasında inanmış yürekli 300-400 civarı bir grup. Meydanın başına gelince durdular. İngilizlerin dikkati oraya yönelmişti. Sebahattin elini kaldırdı ve bir kez daha bağırdı : ’’YA ALLAH BISMİLLAH ALLAHU EKBER’’ ve arkasındakilerle birlikte meydana giriş yaptı. İngilizlerin üstüne açmışız bir şekilde saldırıyordu. Az önce ortalığı yakıp yıkan İngilizler şimdi kaçoyordu. Yere düşenlere defalarca vuruluyordu. Sebahattin’in geldiğini gören diğer Türkler(kaçanlar) geri dönüyotdu. Onlar da kaptığı sandalye, fırça, kemer vs. İngilizlere saldırmaya başlamışlardı. Elindeki büyük Türk bayrağını bırakmayan bir Türk’e saldırıyordu İngilizler diger tarafta. Sebahattin ordusu oraya yöneldi, o aslan parçası genç de kurtarılmıştı.
Bu savasta kazanılmıştı. Meydanın ortasında toplanıldı, en önde o, Türk bayrağı. Herkes sustu
Sebahattin ağzını bir kez daha açtı : ’’dağğ başınıı duman almıışşşş....
alıntıdır...
Bu alemde reis Sebahattin Reis..
Senden başka reis biz istemeyiz..
Pazara değil mezara geliriz..
Biliyorsun reis hep seninleyiz....
Sebahattin Abi(Sebo Reis)'mize saygılarımla..